Sürdürülebilirlik

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Epistemolojik Olarak Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, İngilizce “sustainability” sözcüğünün karşılığı olarak “daimî olma kapasitesi” ve “süreklilik arz etme” gibi ifadelere karşılık gelmektedir. Bu bağlamda, çeşitlilik ve üretkenliğin devamının sağlanması ve daimî olabilme yeteneğini koruma olarak tanımlanabilmektedir. En yalın haliyle ise, başka canlıların yaşamlarını bugün ve gelecekte tehlikeye sokmadan üretim yapmak şeklinde ifade edilebilmektedir. Oldukça geniş bir kavram olan sürdürülebilirlik temel olarak çevre koruma, ekonomik büyüme ve sosyal gelişim başlıklarında ele alınmaktadır.

Sürdürülebilirlik, dışsal bir etkene bağımlılığı da içinde barındırmaktadır. Bir şeyin sürekli olması durumu herhangi bir iradeden bağımsız olarak da gerçekleşebilirken, sürdürülebilir olması bir iradenin bu doğrultuda tercih kullanmasına bağlıdır. Bu çerçevede sürdürülebilirlik tek başına pek bir anlam ifade etmemekte doğal kaynakların kullanımı, hava kirliliği, doğaya bırakılan atıklar, çevre, ekonomi, kalkınma gibi doğrudan insan iradesine ve edimlerine bağlı kavramlarla ilişkili olarak kullanılmaktadır (Akgül, 2010, s. 134).

Sürdürülebilirlik konusu, enerji, ekonomi ve çevre üçgeninin tam merkezinde bulunmakta, bu nedenle de hükümetler ve hükümetler arası kurumların yanında sosyal bilimcilerden fen ve doğa bilimcilerine, politikacılardan yerel ve uluslararası çevre örgütlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede tartışılmaktadır (Yeni, 2014, s. 183).

Sürdürülebilirliğin Tarihsel Gelişimi

Sürdürülebilirlik kavramı, endüstri devrimi ile başlayan ekonomik faaliyet süreçlerinde yalnızca ekonomik faydaya dayalı, uzun vadede çevresel ve sosyal gelişimi önemsemeyen anlayışa bir alternatif olarak ileri sürülmüştür. Kavramın daha çok gündeme gelip tartışılmaya başlanması 1970’lerde Club of Rome tarafından yayımlanan “Büyümenin Sınırları” adlı raporla gerçekleşmiştir. Bu raporda, 21. Yüzyılda insanoğlunu bekleyen tehlikeler üzerinde durulmuştur. Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma kavramlarının önünü açan ikinci adım ise 1972 yılının haziran ayında Birleşmiş Milletlerin Stockholm’de düzenlediği, Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansında gelmiştir. İnsanın içinde yaşadığı ekolojik çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve gelecek nesillere bozulmadan aktarılabilmesi konularındaki kaygılar gündeme taşınmıştır. 1983 yılında BM’nin “Ortak Geleceğimiz” raporunda sürdürülebilirlik kavramına yer verilmiştir.

Sürdürülebilirlik, toplumun ekonomik ve sosyal gelişiminin sürekli olması için gereken iradenin doğru ve yeterli biçimde hayata geçip geçmediğinin sorgulanması çerçevesinde, yani kalkınma kavramı çerçevesinde ele alınabilmektedir.

Sürdürülebilirlik, bir kalkınma stratejisi olarak görülmektedir. Sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkesi, ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç farklı alanda sürdürülebilirliği sağlamaktır. Ekonomik, çevresel ve sosyal bileşenlerin yenilenme kapasiteleri sistemin doğal sermayeleri olarak algılanmaktadır.

Çevresel Sürdürülebilirlik: Doğada yer alan kaynakların kaynakların boşa harcanıp israf edilmeden geri dönüştürülebilir şekilde tüketilmesine odaklanmaktadır. Çevresel kirliliğin önlenmesi ve geri dönüşüm konusunda toplumsal farkındalığın geliştirilmesini amaçlamaktadır.

Sosyal Sürdürülebilirlik: Eğitim, sağlık, güvenli yaşam, yaşam kalitesi vb. alanlarda refah seviyelerinin sürdürülebilirliğine odaklanmaktadır. Sosyal gelişim ve sürdürülebilirlik ilişkisi ayrım gözetmeksizin bütün insanların eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, ulaşım, sağlıklı su ve elektrik gibi yaşamsal hizmetlere ulaşabilmesini bu temel haklarının tüm toplumlarda korunmasını konu edinmektedir.

Ekonomik Sürdürülebilirlik: Ekonomik açıdan sürdürülebilirlik kaynakların adil bir şekilde paylaşılması ve gerektiği kadar tüketilmesi anlamına gelmektedir. Üretim ve tüketim dinamiklerinin dengesinin sağlanması ile sürdürülebilirliğin devamlılığı üzerinde durmaktadır. Kalkınma için önemli bir kavramdır.

Çevresel Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri

  • Yeryüzü canlılığının ve çeşitliliğinin korunması
  • Yaşam destek sistemlerinin korunması
  • Yenilenebilir kaynakların sürdürülebilir kullanımı
  • Yenilenemeyen kaynaklarının kullanımının en aza indirgenmesi
  • Çevreye ve bütün yaşayan canlıların sağlığına verilen zararın ve kirliliğin en aza indirgenmesi
  • Kültürel ve tarihi çevrenin korunması

Ekonomik Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri

  • Uluslar ve nesiller arası adaletin teşvik edilmesi
  • Eşit olmayan değiş-tokuştan kaçınılması
  • Bir grubu zenginleştirmek için bir diğer grubun yoksullaştırılmaması
  • Gerçek maliyet fiyatlandırılmasının sağlanması
  • Etik olan tedarik ve yatırım politikalarının teşvik edilmesi
  • Maliyet ve yararların eşit dağıtımının desteklenmesi
  • Yerel ekonomilerin desteklenmesi

Sosyal Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri

  • İnsan yaşam kalitesinde gelişime izin verilmesi
  • Toplumlar arasında sosyal adaletin desteklenmesi
  • Kültürel ve sosyal bütünlüğün hesaba katılması
  • Kendine güven ve hür iradenin yükseltilmesi
  • Bireyselden uluslararasına kadar bütün seviyelerde karar almada iş birliğinin ve katılımın cesaretlendirilmesi

Kurumsal faktörler ise sürdürülebilir kalkınmanın gereksinim duyduğu kapasitelerin korunabilmesi ve desteklenebilmesi açısından geniş bir eylem alanı sunmaktadır. Kurumlar; tasarruf, yatırım, çalışma, teknoloji, üretim ve değişim ile ilgili kararları etkileyerek ekonomik sorunlar üzerinde doğrudan ve dolaylı yollarla etkide bulunmaktadır. Bir ekonomide devletin müdahale sınırları, ticari politikaları, piyasanın yabancı yatırımlara açılma derecesi, bireysel faaliyet alanı, gibi unsurlar üzerinde önemli derecede etken olan faktörlerdir. Dolayısıyla iktisadi büyüme literatüründe, büyüme analizlerinde büyümenin belirleyicisi olarak ele alınan değişken veya değişkenler kurum ve kurumsal yapıların etkisi altında belirlenmektedir (Biber, 2010, s. 21).

KAYNAKLAR

Akgül, U. (2010). Sürdürülebilir Kalkınma: Uygulamalı Antropolojinin Eylem Alanı Sustainable Development: Action Field of Applied Anthropology. Antropoloji Dergisi, (24), 133-164.

Biber, A. E. (2010). İKTİSADİ BÜYÜMEDE KURUMSAL FAKTÖRLER VE KURUMSAL DEĞİŞİM. AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ, (19), 1-24. http://www.akademikbakis.org adresinden erişildi.

Yeni, O. (2014). SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: BİR YAZIN TARAMASI. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(3), 181-208.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir