Site icon Finans ve Bankacılık

ZENGEZUR KORİDORU VE AZERBAYCAN-ERMENİSTAN BARIŞ ANLAŞMASI: GÜNEY KAFKASYA’DA YENİ DÖNEM

zengezur koridoru

Giriş

Kafkasya, tarih boyunca stratejik konumu ve barındırdığı önemli ticaret yolları nedeniyle bölgesel güçlerin çatışma alanı olmuş, aynı zamanda büyük medeniyetlerin kesişim noktası olarak dikkat çekmiştir. Özellikle 1988’de başlayan Dağlık Karabağ çatışması, bölgedeki istikrarsızlığın başlıca kaynağı olmuş ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkileri otuz yılı aşkın bir süre boyunca derinden etkilemiştir. Ancak Azerbaycan’ın 2020 ve 2023 yıllarında ihtilaflı bölge ile çevresindeki bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirmesiyle yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönüşümün en somut çıktılarından biri, Türkiye ile Türk dünyası arasındaki doğrudan bağlantının yeniden kurulması hedefini taşıyan ve Azerbaycan’ın eksklav bölgesi Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile ana kısmını birleştirecek olan Zengezur Koridoru projesidir.

Yakın zamanda, 8 Ağustos 2025 tarihinde ABD’nin başkenti Washington’da imzalanan Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması, bu stratejik koridorun statüsünü belirlemek ve 37 yıldır süren Dağlık Karabağ çatışmasını sona erdirmek amacıyla atılmış tarihi bir adımdır. Bu anlaşma, tarafların tüm maddelerde uzlaşmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından imzalanmış ve bölgeye kalıcı barış ile istikrar getirmeyi hedeflemiştir. Anlaşma; sınır belirleme, güvenlik iş birliği ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik hükümler içermektedir. Bu blog yazısı, Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması bağlamında Zengezur Koridoru’nun tarihsel kökenlerini, jeopolitik ve ekonomik önemini, bölge ülkeleri üzerindeki stratejik çıkarımlarını, aynı zamanda karşılaştığı zorlukları ve bölgesel aktörlerin tutumlarını incelemeyi amaçlamaktadır.

1. Dağlık Karabağ Çatışmasının Arka Planı ve Zengezur’un Ayrılması

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorunu, 1988 yılında başlamış ve bölgede uzun yıllar süren gerilime neden olmuştur. Karabağ, tarihsel olarak Azerbaycan toprağı olmasına rağmen, 19. yüzyıl başlarında Ermenilerin Rus desteğiyle Güney Kafkasya’ya yerleştirilmesiyle demografik yapısı değişmeye başlamıştır. Özellikle 1828 tarihli Türkmençay Antlaşması ile Azerbaycan’ın politik yapısı parçalanmış ve bölge üzerinde Rusya’nın sömürge politikaları etkili olmuştur. Bu süreçte, Ermeniler Zengezur, Nahçıvan ve Karabağ’ı ele geçirmek amacıyla Rusya ve İngiltere ile ilişkiler kurmuşlardır.

Zengezur bölgesi, 1920’li yıllarda Sovyetler Birliği liderleri tarafından, tarihi olarak Türk nüfusunun yoğun olduğu bir bölge olmasına rağmen Ermenistan’a ilhak edilmiştir. Bu durum, Türkiye ile Türk dünyası arasındaki kara bağlantısını kesen yapay bir engel oluşturmuştur. Özellikle 1994 yılındaki ateşkese rağmen, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgali altında tutması, bu bağlantının sağlanmasını engellemiştir. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu’nun arabuluculuk çabaları yirmi yılı aşkın süre boyunca bir çözüm üretememiştir. Azerbaycan, Karabağ’ın kendi vazgeçilmez bir parçası olduğunu ve sınırların dokunulmazlığı ilkesine göre toprakların kendisine ait olduğunu savunurken, Ermenistan ise bölgedeki nüfus çoğunluğuna dayanarak kendi kaderini tayin etme hakkı ve referandum talep etmiştir.

2. ABD Arabuluculuğundaki Barış Anlaşması ve Zengezur Koridoru

İkinci Karabağ Savaşı’nın Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanması ve 10 Kasım 2020’de Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya liderleri tarafından imzalanan Üçlü Bildiri, sadece askeri harekatları durdurmakla kalmamış, aynı zamanda bölgedeki ekonomik ve ulaşım bağlantılarının yeniden tesis edilmesinin hukuki temelini de sağlamıştır. Bu bağlamda, 8 Ağustos 2025 tarihinde ABD’nin başkenti Washington’da tarihi bir adım atılmış ve Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma, 37 yıldır süren Dağlık Karabağ çatışmasını sona erdirmeyi ve Azerbaycan ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında fiziki bağı sağlayacak olan Zengezur Koridoru’nun statüsünü belirlemeyi amaçlamıştır.

Anlaşmaya göre, Ermenistan, Zengezur koridorundaki arazi üzerinde ABD’ye 99 yıllığına münhasır özel geliştirme hakları vermeyi kabul etmiştir. Bu koridor, ABD’nin de katkılarıyla “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” (TRIPP) olarak adlandırılmıştır. ABD, bu araziyi demiryolu, petrol, gaz ve fiber optik hatlarının, ayrıca muhtemelen elektrik iletim hatlarının geliştirilmesi için bir konsorsiyuma kiralayacaktır. 43 kilometrelik (27 mil) bu koridorun güvenliği, Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi Sınır Muhafaza Servisi tarafından sağlanacaktır.

Anlaşma, sınır belirleme, güvenlik iş birliği ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik adımlar gibi hükümleri içermektedir. Ayrıca, taraflar Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) Minsk Süreci ve ilgili yapıların kapatılmasına dair ortak çağrıda bulunmuşlardır. Siyasi analist Thomas de Waal’a göre, anlaşmaya yönelik ilerleme büyük ölçüde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın tavizlerine atfedilmektedir. Bu anlaşma, bölgeye kalıcı barış ve istikrar getirmeyi hedeflemekte ve Azerbaycan ile Nahçıvan arasında kesintisiz bağlantıyı, ayrıca Ermenistan için uluslararası ve ülke içi bağlantılarda karşılıklı yararlar sağlamayı öngörmektedir.

3. Zengezur Koridoru’nun Jeopolitik ve Ekonomik Önemi

Zengezur Koridoru, Güney Kafkasya bölgesinde jeopolitik ve ekonomik açıdan büyük bir dönüşüm potansiyeline sahiptir.

3.1. Jeopolitik Çıkarımlar:

3.2. Ekonomik Avantajlar:

4. Zengezur Koridoru’na Yönelik Zorluklar ve Muhalif Tutumlar

Zengezur Koridoru projesi büyük potansiyeller barındırsa da hayata geçirilmesi önünde bazı önemli engeller ve bölge ülkelerinin farklı tutumları bulunmaktadır.

4.1. Ermenistan’ın Tutumu:

Ermenistan, 2020 ateşkes anlaşmasının 9. maddesiyle Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının sağlanmasını kabul etmiş olsa da “Zengezur” adının metinde geçmemesi nedeniyle Bakü’nün önerdiği koridor projesinin bu kapsamda olmadığını savunmaktadır. Ermenistan, bunun yerine “Barış Kavşağı” adını verdiği alternatif bir proje önermektedir. Bu proje, Hazar Denizi’ni Akdeniz ve Basra Körfezi’ne bağlayarak Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan, İran ve Gürcistan arasında ticaret, enerji ve insan akışını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Ancak kaynaklar, Ermenistan’ın “Barış Kavşağı” projesinin Zengezur Koridoru’nun yerini tutamayacağını belirtmektedir. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:

4.2. İran’ın Tutumu:

İran, Zengezur Koridoru’na karşı çıkan başlıca ülkelerden biridir. Tahran, projenin Ermenistan’la kara bağlantısını kesebileceğinden, bölgedeki jeopolitik dengeleri değiştireceğinden ve transit geçişlerden elde ettiği gelirin azalmasıyla önemli ekonomik kayıplara uğrayacağından endişelenmektedir. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Eylül 2024’te sınır değişikliklerinin “kırmızı çizgi” olduğunu ve “kabul edilemez” bulduklarını belirtmiştir. İranlı uzmanlar, koridorun faaliyete geçmesinin İran’ın ulusal çıkarlarına yönelik bir tehdit olduğunu, jeopolitik olarak ülkeyi “boğacağını” ve hatta bir savaşa yol açabileceğini ifade etmektedir. İran’ın Rusya’ya, Azerbaycan’ın koridoru faaliyete geçirme hakkını desteklemesi nedeniyle “Rusya’yı dizginlemesi” çağrısı yaptığı da belirtilmektedir.

4.3. Rusya’nın Rolü:

Rusya, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ulaşım yollarının açılmasını genel olarak desteklemektedir. Ancak Rusya’nın Ermenistan’daki demiryollarının sahibi olması ve koridorun açılmasıyla Türkiye ile doğrudan bir demiryolu bağlantısı kurma potansiyeli, bu konudaki çıkarlarının karmaşıklığını göstermektedir. Bazı analizlere göre, koridorun Rusya’ya Ermenistan’ın büyük bir bölümünü kontrol etme olanağı sunabileceği de belirtilmiştir.

4.4. Diğer Zayıf Yönler ve Tehditler (SWOT Analizi Bazında):

Sonuç

Zengezur Koridoru, Güney Kafkasya’nın jeopolitik haritasını yeniden şekillendirme ve bölgedeki ekonomik entegrasyonu derinleştirme potansiyeline sahip, stratejik öneme haiz bir projedir. İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında imzalanan Üçlü Deklarasyon ile hukuki zemin bulan ve yakın zamanda ABD arabuluculuğunda imzalanan Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması ile somutlaşan bu koridor, Azerbaycan’ın ana kısmı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında doğrudan bir bağlantı kurarak Türk dünyası için hayati bir köprü görevi görecektir. Bu bağlantı, yalnızca seyahat sürelerini ve maliyetlerini önemli ölçüde azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda bölge ülkeleri ve küresel ticaret için yeni lojistik ve ekonomik fırsatlar yaratacaktır. Azerbaycan’ın Avrasya’da önemli bir ulaşım ve lojistik merkezi konumunu güçlendireceği ve enerji nakil hatlarının entegrasyonuna katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Ancak, Zengezur Koridoru’nun tam kapasiteyle faaliyete geçmesi önünde önemli zorluklar bulunmaktadır. Ermenistan’ın anlaşmadaki yükümlülükleri uygulamaktan kaçınması ve “Barış Kavşağı” gibi alternatif projeler sunması, projenin ilerlemesini sekteye uğratmaktadır. Ermenistan’ın önerisinin maliyet, coğrafi koşullar ve Rus Demiryolları’nın kontrolü gibi nedenlerle uygulanabilirliği düşük görünmektedir. İran’ın koridora yönelik güçlü muhalefeti, jeopolitik denge ve transit gelir kayıpları endişelerinden kaynaklanmakta ve bölgedeki gerilimi artırmaktadır. Ayrıca, projenin karşılaştığı planlama eksiklikleri, sermaye yetersizlikleri ve devam eden siyasi istikrarsızlık, tam potansiyeline ulaşması için aşılması gereken kritik engellerdir.

Zengezur Koridoru’nun geleceği, büyük ölçüde bölgesel aktörler arasındaki siyasi iradeye ve iş birliğine bağlıdır. Ticari ve politik engellerin kaldırılması, güvenlik sorunlarının giderilmesi ve güzergâh ülkeleri ile yapıcı diyalogların sürdürülmesi, bu stratejik koridorun bölgeyi bir barış ve kalkınma merkezine dönüştürmesi için hayati önem taşımaktadır. Ortak çabalarla, Zengezur Koridoru, Avrasya ticaretine önemli katkılar sağlayacak ve Türk Dünyası’nın ekonomik entegrasyonunu hızlandıracaktır. Bu tarihi yolun inşası, Güney Kafkasya’da istikrarı pekiştirerek, tüm bölgenin refahına hizmet eden yeni bir dönemi başlatma potansiyeli taşımaktadır.

Exit mobile version