dijital Türk lirası

DİJİTAL TÜRK LİRASI PROJESİ: TCMB’NİN DİJİTALLEŞEN EKONOMİYE STRATEJİK YAKLAŞIMI

Giriş

Günümüzde dijitalleşme, ekonomik ve finansal faaliyetlerin temelini derinden etkilemekte, merkez bankalarını da para politikalarını ve ödeme sistemlerini yeniden düşünmeye sevk etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), mevcut ödemeler altyapısını tamamlayıcı nitelikte bir dijital Türk lirasının tedavülünün fizibilitesi üzerine kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların ilk somut çıktısı olan “Dijital+Türk+Lirası+Birinci+Faz+Değerlendirme+Raporu“, projenin birinci aşamasında gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve pilot test faaliyetlerini detaylı bir şekilde sunmaktadır. Bu blog yazısı, söz konusu raporun temel bulgularını ve gelecek dönemlere yönelik öngörülerini özetleyerek, merkez bankası dijital parasının (MBDP) ne anlama geldiğini, potansiyel faydalarını ve Türkiye özelindeki tasarım ve uygulama süreçlerini incelemeyi amaçlamaktadır.

Merkez Bankası Dijital Parası: Tanım, Gereksinimler ve İlkeler

Merkez Bankası Dijital Parası (bundan sonra dijital para olarak anılacaktır), en yalın tanımıyla egemen bir ülkenin parasının dijital biçimidir. İktisadi olarak bakıldığında, dijital para, ülke parası olarak kullanılan banknotun dijital karşılığıdır. Bu bağlamda, dijital Türk lirası, Türk lirasının dijital bir formudur ve birimi mevcut para formunda olduğu gibi Türk lirasıdır. Dijital para, kripto varlıklardan tamamen farklı bir kavramdır; yasal dayanağı, hukuki çerçevesi tanımlanmış, millî egemenlikten gücünü alan ve tek millî değer ölçüm birimi niteliğindeki ülke parasının yeni bir biçimidir.

TCMB’nin dijital para tasarım ve geliştirme çalışmaları, bir dizi temel gereksinim ve ilke üzerine inşa edilmektedir. Temel gereksinimler, dijital Türk lirasının ülke parası olarak tedavülü halinde sistemlerin kesintisiz ve sürekli çalışmasını temin etmek adına zorunludur ve ölçeklenebilirlik, güvenlik, kullanıcı deneyimi, dönüştürülebilirlik, işlem kapasitesi, sağlamlık ve erişilebilirlik ile mevzuata uyum gibi unsurları içermektedir. Tasarım ilkeleri ise, bu gereksinimler dikkate alınarak projenin bütün fazlarında gözetilmekte olup mahremiyet, birlikte çalışabilirlik, finansal aracı kurum bağımsızlığı, teknolojik ve mimari esneklik ile önce zarar vermeme prensiplerini kapsamaktadır.

Mevcut yaklaşım çerçevesinde TCMB, iki katlı dağıtım modelini benimsemiştir. Bu modelde, dijital Türk lirasına erişim, ticari bankaların dahil olduğu finansal aracı kurumlar üzerinden gerçekleştirilecektir. Merkez bankası paranın ihracından, finansal aracı kurumlar ise dağıtımından sorumlu olacaktır. Diğer önemli yaklaşımlar arasında tek hesap yapısı (her kullanıcının özel bir hesabı olacak ve tüm aracı kurumlar üzerinden erişilebilecektir), kullanıcı egemen kimlikler (kullanıcı bilgilerinin kullanıcı yönetiminde saklanması), hesap bağımsızlığı (banka hesabı gerektirmeyen hesaplar kullanılabilecektir) ve melez sistemler (geleneksel ve yeni teknolojilerin birlikte kullanımı) bulunmaktadır. Ayrıca, programlanabilir ödemeler kavramı benimsenmekte olup, programlanabilirlik ayrı bir katmanda sağlanabilecektir.

Dijital Türk Lirası Sistemi Tasarımı: Temel Bileşenler ve Teknolojiler

Dijital Türk Lirası Sistemi’nin tasarımı modülerliğe ve tüm bileşenlerin teknolojilerinin gerektiğinde değiştirilebilir olmasına özen gösterilerek yapılmaktadır. Birinci faz kapsamında temel bileşenler olarak dijital kimlik sistemi, dijital para sistemi, soyutlama katmanı, servis katmanı ve cüzdan uygulaması belirlenmiş ve Dağıtık Defter Teknolojisi (DDT) kullanılarak geliştirilmiştir.

Dijital Kimlik Sistemi: Birinci faz çalışmalarında Kullanıcı Egemen Kimlik (KEK) modeli denenmiştir. KEK modelinde kullanıcılar, Doğrulanabilir Temin Belgeleri (DTB) içerisinde saklanan kişisel bilgilerinin kontrolünü kendi cüzdanlarında tutmaktadırlar. Gerçek ve tüzel kişilerin tanımlanması için Merkezi Olmayan Tanımlayıcı (MOTA) kullanılmaktadır. Her katılımcının eşsiz bir MOTA değeri vardır ve bu değer, finansal işlemler için kullanılabileceği gibi finansal sistemler dışında da tanımlayıcı olarak işlev görebilir.

Dijital Para Sistemi: Birinci faz kapsamında dijital para sistemi, tüm katılımcıların ayrı birer hesabının olduğu bir perakende ödeme sistemi olarak kurgulanmıştır. Dağıtık defterin tercih edilme sebepleri arasında sistem erişilebilirliğini artırması, operasyonel süreçleri dağıtıklaştırması, teknolojik esneklik sağlaması, bilgi güvenliğini artırması ve akıllı sözleşmelerle yenilikçi ödeme akışlarına imkân tanıması yer almaktadır. Birinci fazda izinli dağıtık defter kullanılmıştır. Hesap numaraları, kullanıcıların oluşturduğu MOTA değerlerinden türetilerek kişisel bilgilerin dijital para sisteminden izole edilmesi ve veri mahremiyetinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Dijital para işlemlerini kaydetmek için UTXO (Harcanmamış İşlem Çıktısı) modeli ve hesap (bakiye) modeli olmak üzere iki farklı yöntem bulunmaktadır.

Soyutlama Katmanı: Sistemin modülerliğini artırmak amacıyla kullanılan bu katman, sistem parçalarının birbirinden bağımsız çalışmasını ve araçların gerektiğinde farklı araçlarla değiştirilmesinin maliyetini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Veri arayüzü uygulamaları, dijital para sistemindeki olayları dinleyerek veri analitiği ortamına aktarırken, altyapı arayüzü uygulamaları operasyonel veriyi izleme ve yönetim ortamlarına aktarmaktadır.

Servis Katmanı: Finansal aracı kurumların sisteme katılabildiği ve katma değerli ürünlerin eklenebileceği bu katmanda, finansal aracı kurumların çekirdek sistemlere bağlanmak için kullandıkları Uygulama Programlama Arayüzü (API) Geçidi ile orkestratör ve temsilci uygulamaları yer almaktadır. Servis Katmanı, aracı kurumların kendi kurum içi bilgilerini de muhafaza edebildiği mantıksal bir bütündür.

Cüzdan Uygulaması: Son kullanıcının sisteme erişim noktası olan cüzdan uygulaması, mobil uygulama olarak geliştirilmiştir. Kullanıcılar bu uygulama üzerinden para transferi, ödeme, para isteme, işlem geçmişi sorgulama ve sahip olunan DTB’leri görüntüleyebilmektedir. Cüzdan uygulaması içerisinde MOTA temsilcisi bileşeni bulunmaktadır ve bu bileşen anahtar yönetimi, mesajlaşma ve defter arayüzü gibi servisleri içermektedir.

Birinci Faz Bulguları ve Değerlendirmeler

Projenin birinci fazında elde edilen bulgular mahremiyet, finansal sistem, teknoloji ve dijital kimlik ana başlıkları altında gruplandırılabilmektedir.

Mahremiyet: Sistemlerde veri mahremiyetini artıracak kriptografik çözümler kullanılmakla birlikte, görünürlük ayrılığını sağlayacak tasarımların daha güvenilir olacağı değerlendirilmektedir. Dijital para sisteminde gerçek kişi bilgisi saklanmamaktadır, ancak finansal aracı kurum MOTA değeri ile gerçek kişi arasındaki bağlantıyı kurabilmektedir. KEK yapısı sayesinde bilgi paylaşımı asgari düzeyde tutularak kullanıcıların veri güvenliği artırılmıştır. MOTA değerinin zamanla kişisel bilgilerle ilişkilendirilmesi riskine karşı sanal hesap tanımlayıcıları kullanımı değerlendirilmektedir.

Finansal Sistem: Dijital para, banknotun dijital hali olarak ödeme aracı olmanın ötesine geçecektir. Dolaşıma, mevcut para biçimleriyle rekabet yerine tamamlayıcı olmak için ve talep anında sunulacaktır. Dijital para, ödemelerin anında nihaileşmesini sağlayabilecektir. Mevcut ödeme alternatifleri ve ürünleriyle rekabet etmeyip ödemeler altyapısını tamamlayıcı bir alternatif hizmet olarak konumlandırılabilecektir. Finansal aracı kurumlar üzerinde ayrı dijital para hesapları tanımlanması durumunda ortaya çıkabilecek bağımlılık riskine dikkat çekilmektedir. Servis Katmanı, özel sektörün inovasyon yapabileceği alanlar sunmaktadır. Dijital para, finansal kapsayıcılık kapasitesiyle finansmana erişimde fırsat eşitliği sağlayabilecektir. Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi konusundaki sorumlulukların aracı kurumlar üzerinden yürütülmesi mümkün görülmektedir.

Teknoloji: Mevcut tasarımın modüler yapısı sayesinde bileşenler kolayca değiştirilebilir durumdadır. DDT, tek hata noktalarına karşı çözüm sunmaktadır. DDT sayesinde kurumlar arası süreçler daha hızlı ve düşük maliyetli yürütülebilmektedir. Ancak, DDT’nin mevcut haliyle dijital Türk lirasının ülke çapında gerektirdiği işlem kapasitesini sağlayamadığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle, yeni teknolojilerin mevcut ödeme sistemleri teknolojileri ile birlikte melez sistemler olarak kurgulanması değerlendirilmektedir. KEK modeli içindeki MOTA, nesnelerin interneti gibi ileri teknoloji ortamlarıyla entegrasyon konusunda kolaylık sağlayabilecektir. Dijital para sistemlerinin, dijital kimlik ve dijital varlık sistemleriyle daha uyumlu gelişmesi beklenmektedir. Programlanabilir ödemeler kavramının “programlanabilir para” yerine daha uygun olduğu düşünülmektedir.

Dijital Kimlik: KEK modeli, ümit vadeden bir yaklaşım olarak değerlendirilmekle birlikte mevzuat ile uyumlu hale getirilmesi önem arz etmektedir. KEK sayesinde kullanıcılar bilgilerini sadece istediği kişilerle paylaşmakta ve paylaşılan veri üzerinde oynama yapılamamaktadır. KEK, parolasız doğrulama, kısmi bilgi paylaşımı ve müşterini-tanı işlemleri için kullanılabilmektedir. DTB’ler ve ilgili anahtarlar ödemeleri onaylamada kullanılabilmektedir. Müşterini-tanı DTB’lerinin farklı aracı kurumlar üzerinden yapılan işlemlerde de kullanılabilmesi KEK modeliyle uyumludur. KEK’in yaygın kullanıma geçişi henüz tamamlanmamış olsa da mevcut kimlik çözümleriyle entegrasyon sağlanarak ilerlenebilmesi mümkündür.

İlerleyen Fazlar ve Nihai Hedefler

Projenin ilerleyen fazlarında, Türk lirasının biçimleri arasındaki dönüşümler, akıllı ödemeler, çevrimdışı ödemeler ile hukuki ve iktisadi boyutlar gibi konular ele alınacaktır. Türk lirasının tüm biçimlerinin birbiriyle dönüşümü (mevduat-dijital TL, dijital TL-mevduat) anında ve sürekli mümkün olacaktır. Akıllı ödemeler, ödeme işlemlerini kolaylaştıracak ve hızlandıracak koşullu ödeme, ödeme karşılığı teslimat, nesneler arası ödeme, görünmez ödeme ve akan ödemeler gibi yenilikleri içermektedir. Çevrimdışı ödemeler, internet bağlantısının olmadığı durumlarda dahi ödeme ve para transferinin yapılabilmesini hedeflemekte olup farklı senaryolar ve teknolojiler (akıllı telefonlar, akıllı kartlar, donanım cüzdanlar) üzerinde çalışılmaktadır.

Hukuki ve iktisadi boyutlar kapsamında, dijital Türk lirasının tanımı, TCMB Kanununda ve diğer mevzuatta yapılması gereken düzenlemeler, kişisel verilerin korunması, suç gelirlerinin aklanması ile terörizmin finansmanının önlenmesi, mevcut ödeme sistemleri ve sınır ötesi işlemlerle birlikte çalışabilirlik, nemalandırma, banka mevduatına etkisi, ekonomik büyümeye katkısı gibi pek çok soruya cevap aranmaktadır. Ayrıca, toptan ödemeler ve sınır ötesi ödemeler alanlarında da Ar-Ge çalışmaları sürdürülmektedir.

Sonuç

TCMB Dijital Türk Lirası Araştırma Geliştirme Projesi’nin birinci fazı, dijital Türk lirasının kullanım senaryolarına ve mimarisine dair temel gereksinimlerin belirlenmesi ve teknolojik boyutundaki çalışmaların başarıyla gerçekleştirilmesi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Benimsenen mahremiyeti gözeten, mevcut iktisadi ve finansal süreçlere zarar vermeyen, teknolojik yeniliklere uyum sağlayabilen, dijital ekosistemlerle birlikte çalışabilen ve finansal aracı kurum bağımlılığı olmayan tasarım anlayışı, projenin temelini oluşturmaktadır.

İlerleyen fazlarda ele alınacak konular ve yapılacak pilot testler, dijital Türk lirasının nihai tasarımını şekillendirecek ve tedavüle ilişkin kararın alınmasına katkı sağlayacaktır. Dijitalleşmenin sunduğu fırsatları değerlendirerek ödemeler ekosistemini geliştirmek ve finansal alanda verimlilik artışlarına kaynak olacak inovasyonlara zemin hazırlamak, TCMB’nin bu stratejik projedeki temel vizyonunu yansıtmaktadır. Dijital Türk lirası geliştirilmesi kesintisiz bir süreç olacak ve teknolojik gelişmeler yakından takip edilerek sürekli iyileştirme ve mutlak güvenlik yaklaşımları benimsenmeye devam edecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir