küresel islami ekonomi

KÜRESEL İSLAMİ EKONOMİ RAPORU 2023/24: BÜYÜME, TRENDLER VE FIRSATLAR

Giriş

Günümüzde küresel ekonomik düzenin önemli bir parçası haline gelen İslami ekonomi, Müslüman nüfusun dini inanç ve pratiklerinden etkilenen tüketim kalıpları ve İslami etik prensiplere uygun ürün ve hizmetleri kapsayan geniş bir alanı ifade etmektedir. On yıllık bir zaman diliminde bu alandaki tüketici harcamalarının kayda değer bir büyüme gösterdiği, 2012 yılında 1,62 trilyon ABD doları olarak tahmin edilen pazar büyüklüğünün 2022 yılında 2,29 trilyon ABD dolarına ulaştığı görülmektedir. Bu büyüme, yalnızca çekirdek Müslüman tüketici kitlesiyle sınırlı kalmayıp, giderek artan küresel etik tüketici pazarını da içine alan genç ve hızlı büyüyen bir küresel nüfus tarafından desteklenmektedir.

Bu bağlamda, Küresel İslami Ekonomi Raporu (SGIE), sektördeki gelişmeleri takip etmek, fırsatları belirlemek ve paydaşlara yol göstermek amacıyla önemli bir referans kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Bu blog yazısı, SGIE 2023/24 raporundaki temel bulguları ve trendleri akademik bir üslupla analiz ederek, okuyuculara İslami ekonominin mevcut durumu, büyüme dinamikleri ve sunduğu potansiyel hakkında kapsamlı bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır. Raporun onuncu edisyonu olması, geçmiş on yılda kaydedilen ilerlemeyi değerlendirme ve gelecek on yıl için öngörülerde bulunma fırsatı sunmaktadır.

İslami Ekonominin Tanımı, Kapsamı ve Büyümesinin Temel Unsurları

SGIE raporu, İslami ekonomiyi “temel ürün ve hizmetleri İslami etik/yasalar tarafından yapısal olarak etkilenen sektörler” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım çerçevesinde rapor, yedi temel sektöre odaklanmaktadır: İslami finans, helal gıda, Müslüman dostu seyahat, muhafazakâr moda, İslami değerlere temalı medya ve dijital uygulamalar ile helal ilaç ve kozmetik. İslami finansal varlıkların 3,96 trilyon ABD dolarına ulaşmasıyla birlikte, İslami ekonominin toplam büyüklüğünün 6,25 trilyon ABD dolarını aştığı tahmin edilmektedir. Bu devasa pazarın büyümesinin temelinde çeşitli faktörler yatmaktadır. Öncelikle, küresel Müslüman nüfusunun genç ve hızlı bir şekilde artması, tüketim talebini sürekli olarak canlı tutmaktadır.

İkinci olarak, İslami etik değerlere uygun ürün ve hizmetlere olan talep, sadece Müslüman tüketiciler arasında değil, aynı zamanda etik ve sürdürülebilir tüketimi benimseyen daha geniş bir küresel kitlede de artış göstermektedir. Rapor, bu etik tüketici pazarının dünya nüfusunun ve ekonomisinin yaklaşık %25’ini oluşturduğunu tahmin etmektedir. Son olarak, İslami finans, helal sertifikalandırma, Müslüman dostu hizmetler ve İslami değerlere uygun medya gibi alanlardaki inovasyon ve gelişmeler, pazarın çeşitlenmesine ve büyümesine katkıda bulunmaktadır.

Küresel İslami Ekonomi Göstergesi (GIEI): Ülke Eko Sistemlerinin Karşılaştırılması

SGIE raporunun önemli bir bileşeni olan Küresel İslami Ekonomi Göstergesi (GIEI), ülkelerin İslami ekonomi iş faaliyetlerinin gelişimini destekleme kabiliyetlerini nüfus büyüklükleri ve GSYİH’ları ile orantılı olarak karşılaştırmayı amaçlayan karma bir ağırlıklı endekstir. On yıllık bir geçmişe sahip olan GIEI, ülkelerin İslami ekonomi alanındaki güçlü ve zayıf yönlerini belirlemelerine ve gelişim alanlarına odaklanmalarına olanak tanımaktadır. GIEI, İslami ekonominin yedi sektörünün her biri için beş temel bileşeni (finansal, yönetişim, farkındalık, sosyal, inovasyon) içeren 52 metrikten oluşmaktadır. 2023 yılı GIEI sıralamasında Malezya ilk sırada yer alırken, Suudi Arabistan ikinci ve Endonezya üçüncü sırayı paylaşmaktadır. Bu sıralamalar, söz konusu ülkelerin İslami ekonomi ekosistemlerini geliştirme ve bu alandaki küresel fırsatlardan yararlanma konusunda kaydettikleri başarıyı göstermektedir.

Sektörel Analizler ve Öne Çıkan Trendler

İslami Finans: İslami finans sektörü, son beş yılda %69 ve son on yılda %163 gibi önemli bir büyüme kaydetmiştir. Güçlü bilançolar, yüksek kârlar, düzenleyici destek ve sürekli talep bu büyümeyi destekleyen temel faktörlerdir. İran, Körfez İş birliği Konseyi (KİK) ülkeleri, Malezya, Türkiye, Bangladeş ve Pakistan, en büyük ve en gelişmiş İslami finans pazarları olarak öne çıkmaktadır. Son on yılda İslami finans, Fas gibi daha fazla Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkesinde ve aynı zamanda İngiltere gibi Müslüman olmayan veya Müslüman çoğunluklu olmayan ülkelerde de yer edinmiştir.

Sektörde dijital dönüşüm ve fintek inovasyonları önemli bir ivme kazanmaktadır. Özellikle İslami fintek girişim ekosistemi, İslami ekonominin en canlı yatırım segmenti haline gelmiştir. Ayrıca, yeşil ve sürdürülebilir Sukuk (İslami tahvil) ihracı da giderek artan bir ilgi görmektedir ve sürdürülebilirlik odaklı İslami finans ürünleri önem kazanmaktadır.

Helal Gıda: Helal gıda pazarı, küresel İslami ekonominin önemli bir bileşenidir. OIC ülkelerinin helal gıda ithalatının 2027’ye kadar %7,6 YBBO ile 492 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. 2022 yılında OIC ülkelerinin toplam ithalatı 359 milyar ABD doları olup, bu rakam OIC’e yapılan ihracatın %34’ünü temsil etmektedir. Malezya ve Endonezya, helal gıda endikatoründe ilk sıralarda yer almaktadır. Helal sertifikalandırma süreçleri, standartların geliştirilmesi ve gıda güvenliği konuları sektörde önemini korumaktadır. Blockchain teknolojisi, helal gıda izlenebilirliği konusunda potansiyel sunmaktadır. Ayrıca, laboratuvar ortamında üretilen et gibi yeni gıda teknolojileri de İslami açıdan değerlendirilmekte ve helal olup olmadığına dair tartışmalar devam etmektedir.

Müslüman Dostu Seyahat: Müslüman dostu seyahat sektörü, yeni ürünler, artan bağlantılar ve yıl boyu süren kampanyalarla OIC ülkelerinde önemli bir büyüme göstermektedir. Suudi Arabistan, turizmde önemli bir oyuncu olarak ortaya çıkmakta ve Vision 2030 hedefi doğrultusunda bu sektöre büyük yatırımlar yapmaktadır. Bleisure (iş ve eğlence amaçlı seyahat) ve spiritüel inzivalar, sektördeki yükselen trendler arasındadır. Yapay zekâ (YZ), müşteri hizmetleri, hedefli pazarlama, fiyatlandırma stratejileri ve geleceğe yönelik öngörüler gibi seyahat endüstrisinin çeşitli alanlarında devrim yaratmaktadır. Ancak, Müslüman dostu seyahat işletmelerine yapılan yatırımların sınırlı olması, bu işletmelerin büyümesini engelleyen bir zorluk olarak belirtilmektedir.

Muhafazakâr Moda: Muhafazakâr moda sektörü, küresel e-ticaret satışlarının etkisiyle güçlü bir yatırım aktivitesi göstermektedir. Modanisa (Türkiye), FashionValet (Malezya), Haute Hijab (ABD) ve Hijup (Endonezya) gibi şirketlere yapılan yatırımlar, bu segmentteki büyüme potansiyelini işaret etmektedir. Sosyal ticaretin moda perakendeciliği için önemli bir kanal haline geldiği görülmektedir. Endonezya, muhafazakâr moda endikatoründe üçüncü sırada yer almakta ve bu alandaki KOBİ’leri desteklemeye yönelik çeşitli politikalar uygulamaktadır. Moda haftaları ve fuarlar, muhafazakâr modanın tanıtımında önemli bir rol oynamaktadır.

Medya ve Rekreasyon: Medya ve rekreasyon sektörü, İslami değerlere uygun içeriklere olan talebin artmasıyla birlikte büyümektedir. Sosyal medya, İslami etkileyicilerin ortaya çıkmasına ve bu alandaki farkındalığın artmasına önemli katkı sağlamaktadır. Filmler, TV dizileri, şarkılar ve oyunlar gibi İslami temalı eğlence içerikleri giderek daha fazla ilgi görmektedir. Suudi Arabistan, medya ve eğlence sektörüne önemli yatırımlar yapmakta ve bu alanda bölgesel bir merkez olmayı hedeflemektedir. Dijital teknolojiler, İslami etkileşimleri artırmakta ve yeni platformların ortaya çıkmasına olanak tanımaktadır.

Helal İlaç ve Kozmetik: Helal ilaç ve kozmetik sektörleri, İslami prensiplere uygun ürünlere olan artan taleple birlikte büyümektedir. Helal sertifikasyonu, bu sektörlerde güven ve şeffaflık sağlamak için kritik öneme sahiptir. Sosyal medya platformlarının ve Kore güzellik trendlerinin etkisiyle temiz ve helal güzellik ürünlerine olan ilgi son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Erkeklerin cilt bakım alışkanlıklarının da OIC pazarlarında değiştiği gözlemlenmektedir. Ancak, helal cilt bakım ve kozmetik pazarının hala bazı niş segmentlerde yoğunlaştığı ve büyüme potansiyelinin sınırlı olabileceği belirtilmektedir.

Yatırım ve Ticaretin Dinamikleri

İslami ekonomiye yapılan yatırımlar, 2022/23 döneminde bir önceki yıla göre %128’lik bir artışla 25,9 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Endonezya ve Birleşik Arap Emirlikleri, en fazla sayıda birleşme ve devralma (M&A), risk sermayesi (VC) ve özel sermaye (PE) anlaşmasının gerçekleştiği ülkeler olarak öne çıkmaktadır. OIC ülkeleri arasındaki ticaretin 2025 yılına kadar %25’e çıkarılması hedefi doğrultusunda çalışmalar devam etmektedir. Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Malezya ve Türkiye, muhafazakâr moda tüketiminde en büyük pazarlar arasında yer alırken, Fransa, OIC’e en fazla ihracat yapan ülke konumundadır.

Zorluklar ve Fırsatlar

İslami ekonominin büyümesi ve gelişimi beraberinde çeşitli zorlukları ve fırsatları getirmektedir. İşletmeler açısından, İslami finans alanındaki dijital ürünlerde Şer’i uyumluluğun sağlanması ve düzenleyici gerekliliklere uyulması önemli bir zorluktur. Fintek işletmeleri, İslami piyasalardaki büyük ölçüde bankacılık hizmetlerinden yoksun nüfusa ulaşma konusunda önemli bir fırsata sahiptir. Muhafazakâr moda alanında e-ticaretin büyümesi önemli fırsatlar sunarken, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi gibi konularda zorluklar yaşanabilmektedir. Pazarlama alanında, özellikle Müslüman azınlığın yaşadığı ülkelerde Müslüman tüketicilere yönelik hedefli pazarlama faaliyetleri, platformların kısıtlamaları nedeniyle zorlaşmaktadır. Ancak, Müslüman etkileyicilerle iş birliği yapılması, farklı Müslüman segmentlerine ulaşmak için etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Genel olarak, İslami ekonominin etik değerlere ve sürdürülebilirliğe odaklanması, küresel sosyo-ekonomik sorunlara çözüm üretme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunma konusunda önemli fırsatlar sunmaktadır.

Sonuç

Küresel İslami Ekonomi Raporu 2023/24, İslami ekonominin son on yılda kaydettiği kayda değer büyümeyi ve olgunlaşmayı açıkça ortaya koymaktadır. Genç ve etik değerlere duyarlı küresel tüketici tabanının etkisiyle İslami finans, helal gıda, Müslüman dostu seyahat, muhafazakâr moda, medya ve diğer ilgili sektörlerde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. GIEI, ülkelerin bu dinamik pazardaki konumlarını değerlendirmeleri ve gelişim alanlarını belirlemeleri için değerli bir araç sunmaktadır.

Rapor, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik, inovasyon ve artan küresel ticaret gibi trendlerin İslami ekonominin geleceğini şekillendirecek temel faktörler olduğunu göstermektedir. Karşılaşılan bazı zorluklara rağmen, İslami ekonomi, küresel sosyo-ekonomik refahın önemli bir destekleyicisi olma potansiyelini taşımaktadır. SGIE raporunun onuncu yıl dönümünde sunulan “İslami değerlere dayalı etik ekonominin küresel sosyo-ekonomik refahın önemli bir enstrümanı haline gelmesi” vizyonu, sektörün geleceğine dair umut verici bir perspektif sunmaktadır. Bu nedenle, hükümetler, işletmeler ve yatırımcılar için SGIE raporundaki analizler ve öneriler, bu büyüyen ve gelişen pazarda bilinçli kararlar almak ve sürdürülebilir başarılar elde etmek için kritik bir öneme sahiptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir