YAP-İŞLET-DEVRET (YİD) MODELİ NEDİR? TÜRKİYE’DE ALTYAPI YATIRIMLARININ YENİ DİNAMİĞİ
YAP-İŞLET-DEVRET (YİD) MODELİ NEDİR? TÜRKİYE’DE ALTYAPI YATIRIMLARININ YENİ DİNAMİĞİ
Giriş
Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği devasa altyapı projeleri, sıklıkla gündeme gelen bir finansman modeli olan Yap-İşlet-Devret (YİD) ile hayata geçirilmektedir. Peki, bu model tam olarak ne anlama geliyor ve hangi temel unsurları barındırıyor?
YİD Modelinin Tanımı
Yap İşlet Devret (YİD) modeli, ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan kamu altyapı yatırım veya hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli finansmanın özel bir şirket tarafından karşılanarak projenin hayata geçirilmesi esasına dayanır. Proje tamamlandıktan sonra, belirlenen bir süre boyunca özel şirket tarafından işletilir ve bu süre zarfında ürettiği mal veya hizmeti, tarafların önceden belirlediği bir tarife üzerinden kamu kuruluşlarına veya hizmetten yararlananlara satar. İşletme süresinin sonunda ise, tüm tesisler bakımı yapılmış, eksiksiz ve işler durumda ilgili kamu kuruluşuna devredilir.
Başka bir deyişle, YİD modeli, devletin bütçe olanaklarıyla karşılayamadığı büyük ölçekli projelerin özel sektörün finansmanı, deneyimi ve verimliliği ile hayata geçirilmesini sağlayan özel bir finansman yöntemidir. Bu model, geleneksel kamu finansmanına bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır.
YİD Modelinin Temel Unsurları
- Projenin Finansmanı: Proje için gerekli tüm finansman özel sektör tarafından sağlanır. Bu finansman, yerel ve uluslararası bankalardan sağlanan krediler ve özel şirketin öz kaynaklarından oluşabilir.
- İnşaat ve İşletme: Projenin inşası, işletilmesi ve bakımı belirli bir süre boyunca özel sektörün sorumluluğundadır.
- Gelir Elde Etme: Özel sektör şirketi, işletme süresi boyunca ürettiği mal veya hizmetin satışından gelir elde eder. Bu gelir, önceden belirlenen tarifeler veya kullanıcı ücretleri aracılığıyla sağlanır.
- Devir: Belirlenen işletme süresinin sonunda, proje tüm borç ve taahhütlerden arındırılmış, bakımlı ve işler durumda kamuya devredilir.
YİD modeli, proje finansmanının özel bir şeklidir ve projenin başarısı büyük ölçüde projenin kendi gelir yaratma potansiyeline bağlıdır. Geleneksel varlığa dayalı finansmandan temel farkı, finanse edilen projenin ayrı bir tüzel kişilik olarak ortaya çıkmasıdır.
Tablo 1: YİD Modelinin Temel Özellikleri
| Özellik | Açıklama |
| Finansman | Özel sektör tarafından sağlanır (borç ve öz kaynak) |
| İnşaat ve İşletme | Belirli bir süre özel sektörün sorumluluğundadır |
| Gelir Elde Etme | Üretilen mal/hizmetin satışından tarifeler veya kullanıcı ücretleri ile sağlanır |
| Devir | İşletme süresi sonunda bakımlı ve işler durumda kamuya bedelsiz olarak devredilir |
| Finansman Türü | Proje finansmanı |
| Risk Dağılımı | Risklerin önemli bir bölümü özel sektör üzerindedir |
Türkiye’de YİD Modelinin Tarihsel Gelişimi
YİD modelinin kökleri aslında çok eskiye dayanmaktadır. Kaynaklar, benzer uygulamaların geçmişte de var olduğunu, ancak günümüzdeki kadar belirgin bir şekilde adlandırılmadığını göstermektedir. Özellikle bütçe kısıtlamaları nedeniyle yapılamayan bazı yatırımların, belirli bir süre işletildikten sonra kamuya devredilmesi şartıyla özel şahıslara yaptırılması örneklerine rastlanmıştır.
Yasal Çerçevenin Oluşumu
YİD modeline modern anlamda yasal bir çerçeve kazandırılması ise 1990’lı yıllara denk gelmektedir. 1990-1994 yılları bütçe kanunlarında ilk defa YİD modeline ve benzeri özel finansman modellerine dayalı olarak projeler çerçevesinde bazı işlerin yaptırılmasına imkân tanınmıştır.
Modelin esaslarını belirleyen en önemli adım ise 8 Haziran 1994 tarih ve 3996 sayılı “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi olmuştur. Bu kanun, YİD modeliyle yapılabilecek yatırım ve hizmet alanlarını belirlemiş ve modelin uygulanmasına ilişkin temel usul ve esasları düzenlemiştir. Aynı yıl içerisinde, Bakanlar Kurulu Kararı ile bu kanunun uygulama usul ve esasları daha da detaylandırılmıştır.
Kanunun Temel Amaçları
3996 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde belirtilen temel amaçlar şunlardır:
- Ülke kalkınmasında önem taşıyan, ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak gerektiren yatırımların gerçekleştirilmesinde kamu ve özel sektör iş birliğini sağlamak.
- Kamunun kıt kaynaklarını en gerçekçi biçimde kullanmak.
- Yatırım ve hizmet alanlarında rekabetçi bir ortam oluşturmak.
- Finansman ve yönetim açısından kendine yeterli bir model geliştirmek.
- Devletin bütçe imkanlarını daha ağırlıklı kamu hizmetlerine kaydırmak.
- Özel sektör ve yabancı kuruluşları söz konusu yatırım ve hizmet alanlarına çekerek ekonomik kaynak sorunlarına çözüm getirmek.
- Hedeflenen büyüme doğrultusunda yatırımları hayata geçirmek, yeni iş olanakları yaratmak ve işsizliği gidermeye yardımcı olmak.
Bu yasal düzenlemelerle birlikte, Türkiye’de YİD modeli büyük altyapı projelerinin hayata geçirilmesinde önemli bir araç haline gelmiştir.
Tablo 2: Türkiye’de YİD Modelinin Tarihsel Dönüm Noktaları
| Yıl | Gelişme |
| 1990-1994 | Bütçe kanunlarında ilk defa YİD modeline yer verilmesi |
| 8 Haziran 1994 | 3996 sayılı “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi |
| 1994 | 3996 sayılı Kanunun Uygulama Usul ve Esaslarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürürlüğe girmesi |
| Sonraki Yıllar | Büyük altyapı projelerinin YİD modeliyle hayata geçirilmesi ve modelin yaygınlaşması |
Türkiye’de YİD Modeli ile Hayata Geçirilen Başlıca Projeler
Türkiye’de 1994 yılından itibaren yasal zemine oturan YİD modeli, otoyollar, köprüler, tüneller, havaalanları, enerji santralleri ve daha birçok altyapı projesinin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu model sayesinde, kısa sürede büyük ölçekli ve stratejik öneme sahip projeler kamu hizmetine sunulabilmiştir.
Ulaştırma Sektöründeki Önemli Projeler
- Otoyollar: Özellikle Marmara ve Ege bölgelerinde önemli bağlantıları sağlayan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve üzerindeki Osmangazi Köprüsü, YİD modelinin başarılı örneklerindendir. Bu projeler, seyahat sürelerini önemli ölçüde kısaltmış ve bölge ekonomisine katkı sağlamıştır. Ankara-İzmir arasında yapılması planlanan otoyol projesi de bu modelle değerlendirilmiştir.
- Köprüler ve Tüneller: İstanbul Boğazı’nın üçüncü geçişi olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve deniz altından kara yolu bağlantısı sağlayan Avrasya Tüneli de YİD modeliyle inşa edilmiştir. Ayrıca, Avrupa ve Anadolu yakalarını birbirine bağlayan tarihi köprülerden sonra inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsü de bu modelle hayata geçirilmiştir.
- Havaalanları: Türkiye’nin önemli havacılık merkezlerinden biri haline gelen İstanbul Havalimanı, YİD modelinin en büyük ve dikkat çekici projelerinden biridir. Bunun yanı sıra, Antalya Havalimanı, Zafer Havalimanı ve Rize-Artvin Havalimanı gibi birçok bölgesel havalimanı da YİD modeliyle inşa edilmiş veya işletme hakları devredilmiştir.
Enerji Sektöründeki Projeler
YİD modeli, enerji sektöründe de yaygın olarak kullanılmıştır. Özellikle elektrik üretimi amacıyla kurulan enerji santralleri, bu modelle hayata geçirilmiştir. Birecik Barajı bu alandaki örneklerden biridir.
Diğer Sektörlerdeki Uygulamalar
YİD modeli, yukarıda belirtilenlerin dışında limanlar, serbest bölgeler, sulama tesisleri, atık su arıtma tesisleri ve daha birçok altyapı projesinde de uygulanmıştır.
Tablo 3: Türkiye’de YİD Modeli ile Gerçekleştirilen Başlıca Projelerden Bazıları
| Proje Adı | Sektör | Tahmini Maliyet (Milyar $) | İşletmeci Firma/Ortaklık |
| Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü | Ulaştırma | ~6 | Otoyol Yatırım ve İşletme A.Ş. |
| Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu | Ulaştırma | ~3 | ICA İçtaş – Astaldi JV |
| Avrasya Tüneli | Ulaştırma | ~1.2 | Avrasya Tüneli İşletme A.Ş. |
| İstanbul Havalimanı | Ulaştırma | ~12 | İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş. |
| 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu | Ulaştırma | ~2.8 | Daelim – Limak – SK E&C – Yapı Merkezi Ortak Girişimi |
| Birecik Barajı ve Hidroelektrik Santrali | Enerji | Bilgi Yok | Birecik Baraj ve Hidroelektrik Santralı Tesis ve İşletme A.Ş |
Not: Tablodaki maliyetler ve işletmeci firmalar genel bilgiler olup, projenin detaylarına göre değişiklik gösterebilir.
YİD Modelinin Avantajları
YİD modeli hem kamu sektörü hem de özel sektör açısından bir dizi önemli avantaj sunmaktadır. Bu avantajlar, modelin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde altyapı yatırımlarının hızla hayata geçirilmesinde neden sıklıkla tercih edildiğini açıklamaktadır.
Kamu Sektörü Açısından Avantajları
- Finansal Yükün Azaltılması: En önemli avantajlardan biri, kamu bütçesi üzerinde yaratacağı finansal yükün önemli ölçüde azaltılmasıdır. Büyük ölçekli projeler için gerekli finansman özel sektör tarafından karşılanır, böylece kamu kaynakları diğer öncelikli alanlara yönlendirilebilir.
- Dış Borçlanma İhtiyacının Azaltılması: YİD modeli, ihtiyaç duyulan yatırımlar için potansiyel dış borçlanma ihtiyacını ortadan kaldırarak ülkenin dış borç yükünü azaltmaya yardımcı olur.
- Teknoloji ve Deneyim Transferi: Özel sektör, genellikle ileri teknoloji ve uzman bilgi birikimine sahiptir. YİD projeleri aracılığıyla bu teknoloji ve deneyim ülkeye kazandırılır.
- Hızlı Proje Tamamlama: Özel sektörün dinamizmi ve verimliliği sayesinde projeler genellikle daha kısa sürede tamamlanarak kamu hizmetine sunulur.
- İşletme Verimliliği: Özel sektörün işletme tecrübesi ve karlılık odaklı yaklaşımı, tesislerin daha verimli bir şekilde işletilmesini sağlar.
- Vergi Gelirleri: Projelerin inşaat ve işletme aşamalarında devlet vergi geliri elde eder.
- Risk Transferi: Proje geliştirme, finansman, inşaat ve işletme aşamalarındaki risklerin önemli bir bölümü özel sektör tarafından üstlenilir.
- Gelecekte Bedelsiz Devir: İşletme süresinin sonunda tesisler kamuya bedelsiz olarak devredilir, bu da uzun vadede kamu için önemli bir kazanım oluşturur.
Özel Sektör Açısından Avantajları
- Yeni İş ve Karlılık Alanları: YİD projeleri, özel sektör için büyük ölçekli ve uzun vadeli iş fırsatları yaratır.
- Markalaşma ve İtibar Artışı: Büyük ve prestijli projeleri başarıyla tamamlamak, şirketlerin itibarını artırır.
- Uzun Dönem Kar Beklentisi: Belirli bir işletme süresi boyunca elde edilecek gelirler, yapılan yatırımın geri dönüşünü ve kar elde etmeyi mümkün kılar.
- Finansal Kaldıraç İmkânı: Yüksek finansal kaldıraç kullanarak projelerini finanse etme eğiliminde olabilirler, bu da öz kaynaklarının daha azını riske etmelerini sağlar.
- Vergi Avantajları: Faiz giderlerinin vergiden düşülebilmesi ortalama sermaye maliyetini düşürebilir.
YİD Modelinin Dezavantajları ve Eleştiriler
YİD modeli, sunduğu önemli avantajların yanı sıra bazı dezavantajları ve eleştirileri de beraberinde getirmektedir. Bu eleştiriler genellikle modelin uygulama şekli, risk dağılımı ve maliyet etkinliği gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Modelin Dezavantajları ve Eleştirilen Yönleri
- Karmaşık ve Uzun Süreçler: YİD projelerinin finansman yapısının oluşturulması, kamu ve özel sektör arasındaki müzakereler, izin süreçleri ve belgelendirme işlemleri oldukça karmaşık ve zaman alıcı olabilir. Bu süreçler, proje maliyetlerini de artırabilir.
- Yüksek Maliyetler ve Geçiş Ücretleri: Özel sektörün kar beklentisi, finansman maliyetleri ve risk primi gibi faktörler nedeniyle, YİD projelerinde nihai maliyetler ve dolayısıyla kullanıcı geçiş ücretleri kamu bütçesiyle yapılan projelere göre daha yüksek olabilir.
- Garanti Ödemeleri: Bazı YİD projelerinde, özel sektör firmalarına belirli bir trafik veya kullanım garantisi verilmektedir. Garanti edilen seviyenin altında kullanım olması durumunda, aradaki fark kamu bütçesinden karşılanmakta bu da eleştirilere neden olmaktadır. Ancak, Bakan Karaismailoğlu bu ödemelerin belirli bir süreliğine olduğunu ve projelerin zamanla kendi kendini destekleyeceğini belirtmektedir.
- Şeffaflık ve Denetim Sorunları: YİD sözleşmelerinin detayları ve maliyetleri konusunda yeterli şeffaflığın olmaması ve etkin denetim mekanizmalarının eksikliği eleştirilen noktalardan biridir. Ancak, Kamu Ortaklı YİD (KO-YİD) modelinde etkin bir muhasebesel ve finansal denetimin kritik olduğu vurgulanmaktadır.
- Risk Dağılımı: Risklerin büyük bir bölümünün özel sektör tarafından üstlenilmesi prensipte doğru olsa da bazı durumlarda risk dağılımının adil olmadığı ve kamu tarafının daha fazla risk üstlendiği iddiaları ortaya atılabilmektedir.
- Kamu Kontrolünün Azalması: Projelerin işletme yetkisinin özel sektöre devredilmesi, kamu üzerindeki kontrolün azalmasına neden olabilir.
- Siyasi ve Ekonomik Belirsizlikler: Yatırımın yapılacağı ülkenin siyasi ve ekonomik koşullarındaki belirsizlikler, YİD projelerinin başarısını olumsuz etkileyebilir.
Eleştirilere Cevaplar ve Savunmalar
YİD modeline yönelik eleştirilere karşı çıkanlar ise, modelin sunduğu faydaların uzun vadede maliyetlerinden daha fazla olduğunu savunmaktadırlar. Özellikle büyük ve stratejik projelerin kamu bütçesiyle aynı hızda ve verimlilikte hayata geçirilemeyeceği, YİD modelinin bu engeli aştığı vurgulanmaktadır. Ayrıca, işletme süreleri sonunda tüm tesislerin devlete geçeceği ve bu projelerin geleceğin Türkiye’si için önemli yatırımlar olduğu belirtilmektedir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, YİD projelerinin Türkiye’nin kalkınmasına büyük katkı sağladığını, dolaylı etkileri ve uzun vadeli kazanımları göz önüne alındığında modelin başarılı olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin bu alanda dünyada en başarılı ülkelerden biri olduğu belirtilmektedir.
Sonuç
Yap İşlet Devret modeli, Türkiye’nin altyapı yatırımlarında önemli bir araç olmaya devam etmektedir. Sunduğu avantajlar sayesinde birçok büyük proje hayata geçirilmiş olsa da, dezavantajları ve eleştirilen yönleri de dikkate alınarak modelin daha şeffaf, adil ve verimli bir şekilde uygulanması önem taşımaktadır. Kamu ve özel sektör arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi, risk dağılımının dengeli olması ve etkin denetim mekanizmalarının kurulması, YİD projelerinin başarısını ve kamu yararını en üst düzeye çıkaracaktır.