eşitsizlik

AFRİKA’DA DERİNLEŞEN EŞİTSİZLİK VE SÜPER ZENGİNLERİN VERGİLENDİRİLMESİ ÜZERİNE KAPSAMLI BİR ANALİZ

Giriş

Afrika kıtası, çağdaş ekonomik zorlukların ötesinde, yüzyıllardır süregelen bir eşitsizlik kriziyle karşı karşıyadır. Koloniyel ve post-koloniyel yapılar, mülkiyete, sermayeye, pazarlara ve siyasi alana orantısız erişimi kolaylaştırarak, seçkin bir azınlığın olağanüstü servet biriktirmesini sağlamışken, çoğunluk ekonomik çevrede kalmaya devam etmiştir. Bu durum, kıtanın ikili bir eşitsizlik krizi yaşadığını göstermektedir: Hem aşırı eşitsizlik hem de hükümetlerin bu durumla mücadeledeki zayıf taahhüdü. Bu blog yazısı, Oxfam tarafından hazırlanan “Afrika’nın Eşitsizlik Krizi ve Süper Zenginlerin Yükselişi” başlıklı raporun ışığında, Afrika’daki eşitsizliğin boyutunu, kök nedenlerini, hükümetlerin bu konudaki taahhütlerini ve süper zenginleri vergilendirme potansiyelini ele alacaktır. Ayrıca, bu kritik dönemde Afrika liderleri için mevcut olan küresel fırsatları da inceleyerek, daha adil ve müreffeh bir Afrika için bir yol haritası sunmayı amaçlamaktadır.

Afrika’daki Eşitsizliğin Boyutu ve Etkileri

Afrika, dünyadaki en eşitsiz bölgelerden biridir ve gelir eşitsizliği açısından dünyadaki en eşitsiz 50 ülkeden yaklaşık yarısı Afrika’dadır. Kıtadaki dört en zengin milyarder, bölge nüfusunun yarısından fazlasının – yaklaşık 750 milyon insanın – toplam servetinden daha fazlasına sahiptir. Afrika’nın en zengin %5’i, en yoksul %95’inin iki katı servete sahiptir. Son on yılda, Afrika ülkelerinin %41’inde, yani kıta nüfusunun yarısını temsil eden ülkelerde gelir eşitsizliği ya artmış ya da durağan kalmıştır.

Bu durumun çarpıcı istatistikleri şunlardır:

  • Son beş yılda, Afrikalı milyarderlerin servetleri %56 artmıştır. Beş en zengin Afrikalı milyarder ise servetlerini %88 artırmıştır.
  • 2020’den bu yana, Afrika’daki en zengin %1’in ortalama geliri, en yoksul %50’nin gelirinden beş kat daha hızlı artmıştır. Hatta ortalama gelirleri, en yoksul %50’ninkinden 510 kat daha fazla artış göstermiştir.
  • Afrika’daki dolar milyonerleri, nüfusun sadece %0,02’sini oluşturmasına rağmen, bölgenin servetinin neredeyse beşte birine sahiptir, oysa en yoksul %50’nin serveti %1’den azdır.
  • Afrika’da erkekler, kadınlardan üç kat daha fazla servete sahiptir; bu, tüm bölgeler arasında en yüksek cinsiyet servet uçurumudur ve dünya oranının iki katıdır.
  • Ortalama olarak, en zengin %1’deki bir kişinin, en yoksul %50’deki bir kişinin yıllık gelirini kazanması sadece 3 gün sürer.

Bu aşırı eşitsizlik ne doğal ne de arzu edilirdir; aksine, Afrika’nın zenginliğinin çoğunluğa değil, azınlığa akmasını sağlayan adaletsiz ulusal ve küresel politikaların ve yapıların bir sonucudur. Aşırı eşitsizlik, demokrasiyi baltalamakta, yoksulluğu azaltma ve büyümeyi engellemekte, iklim krizini kötüleştirmekte, cinsiyet ve diğer kesişimsel adaletsizlikleri derinleştirmekte ve sıradan vatandaşların temel haklarının ve onurunun reddedilmesine yol açmaktadır.

Eşitsizliğin azaltılmasının sayısız faydası bulunmaktadır:

  • Yoksulluğun Azaltılması: Eşitsizliğin %2 oranında azaltılması, Afrika’da aşırı yoksulluk oranının 2,4 kat daha hızlı sona ermesini sağlayabilir. Yoksulluğun yıllık %2 oranında azaltılması durumunda, önümüzdeki beş yıl içinde Afrika’da 71 milyon kişinin daha aşırı yoksulluktan kurtulabileceği tahmin edilmektedir.
  • Sosyal Hareketlilik ve Fırsatlar: Eşitsizlik, sosyal hareketliliğin önündeki temel engellerden biridir ve yoksul gruplardaki, özellikle de kadınların fırsatlara erişimini kısıtlamaktadır.
  • Ekonomik Büyüme: Yüksek eşitsizlik ekonomik büyümeyi yavaşlatır, çünkü ekonomik faydaların sadece birkaç kişiye akması tüketimi ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi baskılar. IMF araştırmaları, Gini katsayısının 0.27’nin üzerine çıktığında eşitsizliğin ekonomik büyümeye zarar vermeye başladığını göstermektedir.
  • Yolsuzluk ve Demokrasi: Aşırı servet yoğunlaşması, sıradan vatandaşların siyaset üzerindeki etkisini zayıflatarak yolsuzluğu teşvik eder ve kamu kurumlarının etkinliğini aşındırır.
  • Sosyal Sonuçlar: Yüksek eşitsizlik, kötü sağlık, düşük eğitim performansı, genç hamilelikleri ve hapse düşme gibi kötü sosyal sonuçlara yol açar.
  • İklim Değişikliğiyle Mücadele: En zengin kişiler, tüketimleriyle en büyük kirleticilerdir, ancak iklim krizinden en çok etkilenenler en yoksul insanlardır. Ekonomik yoğunlaşmayı azaltmak ve en az geliri olanların gelirlerini artırmak, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik öneme sahiptir.

Eşitsizliğin Temel Nedenleri ve Hükümetlerin Zayıf Taahhüdü

Afrika’daki eşitsizlik, büyük ölçüde yapısal faktörlerden kaynaklanmaktadır. Ekonomik politikalar, nüfusun çoğunluğu, küçük işletmeler ve kayıt dışı çalışanlar aleyhine en zengin insanlara orantısız fayda sağlamıştır. IMF ve Dünya Bankası gibi aktörlerin dayattığı neoliberal ekonomik politikalar, daha çok zarar vermiştir. 1980’ler ve 1990’lardaki yapısal uyum programlarının etkileri hala devam etmekte olup, güncel borç krizi ise bölgeye sıklıkla IMF tarafından dayatılan zararlı kemer sıkma politikalarının geri dönüşüne yol açmıştır. Bu politikalar arasında bütçe kesintileri, düşük gelirli insanlar üzerindeki dolaylı vergilerin artırılması, temel kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve sübvansiyonların kaldırılması yer almaktadır.

Servet eşitsizliğinin artması, sadece üstün çalışma ahlakı veya doğal yeteneklere bağlanamaz. Oxfam araştırmaları, dünya milyarderlerinin servetinin üçte ikisinden fazlasının himayecilik, yolsuzluk, tekel gücünün kötüye kullanılması ve miras yoluyla elde edildiğini göstermektedir. Özellikle Afrika’da, servet yoğunlaşması ve siyasi ele geçirme, yoksulları destekleyen hükümet politikalarını ve kamu kurumlarının etkinliğini baltalamaktadır. Örneğin, Afrika’nın en zengin adamı Aliko Dangote, 2000’lerin başında kamuya ait işletmelerin özelleştirilmesinden faydalanmış ve hükümet politikaları, şirketi Dangote Cement’in kâr marjlarını artırmıştır. 2016’da şirketin Nijerya’da ödediği fiili vergi oranı sadece %2 iken, net karı %86 olarak beyan edilmiştir.

Afrika Birliği, eşitsizlik sorununu kabul etmiş ve 2024’te, iddialı Gündem 2063 kalkınma planının bir parçası olarak, önümüzdeki on yılda eşitsizliği %15 azaltma hedefi belirlemiştir. Ancak, bu hedefe ulaşmak, çoğu Afrika hükümeti için radikal bir rota değişikliği gerektirecektir.

2024 Eşitsizliği Azaltma Taahhüdü (CRI) Endeksi bulguları, dünya genelindeki hükümetlerin eşitsizliği azaltıcı politikaları uygulamakta başarısız olduğunu ve Afrika’nın özellikle kötü bir performans sergilediğini göstermektedir. 2022 CRI’ye kıyasla:

  • Afrika ülkelerinin %89’u bir veya daha fazla göstergede gerilemiştir.
  • CRI tarafından değerlendirilen tüm Afrika ülkeleri, bütçelerinin eğitim, sağlık ve/veya sosyal koruma paylarını kesmiştir.
  • %79’u ilerici vergilendirme tedbirlerinde geri adım atmıştır.
  • %89’u işçi hakları, asgari ücretler ve kaliteli istihdam sağlama konusunda gerilemiştir.

Afrika’daki kamu hizmetleri harcamaları son derece düşüktür. Afrika ülkeleri, bütçelerinin ortalama sadece üçte birini eğitim, sağlık ve sosyal koruma birleşimine ayırmaktadır, bu oran Güney Asya hariç diğer tüm bölgelerden daha düşüktür. Kamusal hizmet kapsamı Afrika’da en düşüktür: Yaşlıların sadece üçte biri emekli maaşı alırken, bu oran dünya genelinde neredeyse %60’tır. Sonuç olarak, kamu hizmetlerinin eşitsizlik üzerindeki etkisi dünya ortalamasının yarısı kadardır. Namibya gibi bazı ülkeler bütçelerinin %55’ini kamu hizmetlerine ayırarak bu alanda öne çıkarken, Güney Sudan ve Nijerya gibi ülkeler beşte birden azını harcamaktadır.

Eğitim harcamaları, Afrika hükümetlerinin bütçelerinin ortalama %15’ini oluştururken, bu oranın yarısından fazlası bu referans noktasının altındadır. Kişi başına düşen eğitim harcamaları ise yaklaşık on yıldır 100 ABD dolarında kalmıştır. Afrika’daki haneler toplam eğitim harcamalarının %27’sini karşılamaktadır. Sağlık harcamalarında da durum benzerdir; Afrika, diğer bölgelere göre en az harcama yapan ikinci bölgedir. Sosyal koruma harcamaları ise bütçelerin %8,4’ü ile yine en düşükler arasındadır.

İşgücü piyasasında da önemli sorunlar bulunmaktadır. Afrika, dünyada en yüksek savunmasız istihdam oranına sahiptir. Beş ülkeden dördünde savunmasız istihdam oranları %50’nin üzerindeyken, üç ülkeden beşinde bu oranlar %66’nın üzerindedir. Bu durum, işçilerin istismara açık olmasını sağlamaktadır.

Süper Zenginleri Vergilendirerek Eşitsizlikle Mücadele

Afrika ülkeleri, GSYİH’lerinin %16’sı ile diğer tüm bölgelerden en düşük vergi toplama oranına sahiptir. Yüz elli bir ülkenin vergi sistemleri üzerinde yapılan bir inceleme, Afrika’nın 1980’den bu yana etkili vergi oranlarını artırmayan tek bölge olduğunu ortaya koymuştur. Bu, Afrika’nın Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH’ler) ulaşmak için en büyük finansman açığıyla karşı karşıya olduğu göz önüne alındığında endişe vericidir.

Raporda, Afrika’nın en zengin %1’ini vergilendirmek için üç aşamalı iddialı bir gündem önerilmektedir:

  1. Servetlerini vergilendirmek: Afrika’daki servet vergisinin GSYİH içindeki payı sadece %0,3 ile diğer bölgelerdeki oranların çok altındadır.
    • Miras ve Hediyelerin Vergilendirilmesi: Afrika ülkelerinin üçte ikisi (%64,3) miras veya hediye vergisine sahip değildir. Bu durum, çok büyük servet transferlerinin vergisiz gerçekleşmesine yol açmaktadır. Rapora göre, 5 milyon ABD dolarının üzerindeki servet miraslarına uygulanan vergi oranının %10 artırılmasıyla, Afrika hükümetleri yılda yaklaşık 520 milyon ABD doları ek gelir elde edebilirler. Afrika’nın 23 dolar milyarderinin 14’ü, miras veya hediye vergisi bulunmayan ülkelerden gelmektedir ve bu 14 milyarder, toplam 71 milyar ABD doları net servetlerini vergi ödemeden miras bırakabilecektir.
    • Mülkiyetin Vergilendirilmesi: Süper zenginler mülkiyete yatırım yapma eğilimindedir ve mülk, saklanması veya yurtdışına taşınması zor olduğu için vergi kaçırmak daha zordur. Afrika ülkeleri, 2022’de emlak vergilerinden GSYİH’lerinin sadece %0,3’ünü toplamıştır. Fas’ın topladığı GSYİH’nin %1,5’ine ulaşılması durumunda, Afrika yılda tahmini 34,34 milyar ABD doları ek gelir elde edebilir. Sierra Leone’nin Freetown kentindeki emlak vergisi reformları, düşük gelirli hanelerin vergilerini düşürürken bile gelirlerin beş kat artırılabileceğini göstermiştir.
    • Net Servet Vergilendirmesi: Hiçbir Afrika ülkesi şu anda net servet vergisine sahip değildir. 5 milyon ABD dolarının üzerinde net serveti olanlara %2-5 arasında kademeli bir net servet vergisi uygulanmasıyla, Afrika ülkeleri yılda potansiyel olarak 10,52 milyar ABD doları gelir elde edebilirler. Bolivya, uluslararası işbirliği olmaksızın dahi net servet vergisi yoluyla önemli gelirler elde edilebileceğini kanıtlamıştır.
  2. Gelirlerini vergilendirmek: Afrika’daki en zengin %1’in geliri de yetersiz vergilendirilmektedir. Afrika’nın en zengin %1’inin gelirini %10 oranında ek olarak vergilendirmek, Afrika ülkeleri için yıllık 43,3 milyar ABD doları gelir sağlayabilir.
    • Kişisel Gelirin Vergilendirilmesi: En yüksek gelir dilimlerine uygulanan azami vergi oranları ve vergi basamakları son 25 yılda düşüş göstermiştir. Kaynaklara göre, mevcut istihdam gelir vergilerinin sağlam bir şekilde uygulanması eşitsizliği 0,041 ila 0,047 Gini puanı arasında azaltabilir.
    • Sermaye Kazançlarının Vergilendirilmesi: Süper zenginler arasında sermaye mülkiyetinden elde edilen gelir daha önemlidir ve genellikle iş gelirinden daha düşük oranlarda vergilendirilir. Afrika ülkelerinin %65’i sermaye kazançlarını kişisel gelirden daha düşük bir oranla vergilendirmekte, %17’si hiç vergi almamaktadır. Kenya, sermaye kazancı vergisini %5’ten %15’e çıkararak gelirlerde %49,5’lik bir artış elde etmiştir.
    • Kurumlar Vergisi (CIT) Vergilendirmesi: Afrika ülkeleri, vergi gelirlerinin beşte birinden fazlasını şirketlerden toplamaktadır; bu, OECD ülkelerinin neredeyse iki katıdır. Ancak, yaygın kurumsal vergi teşvikleri CIT tahsilatını baltalamaktadır. 20 Afrika ülkesinde, bu tür teşvikler nedeniyle yılda 4,9 milyar ABD doları kaybedilmektedir. Bu teşviklerin kaldırılması milyarlarca doları sosyal yatırımlar için serbest bırakabilir.
  3. Yasa dışı finansal akışları ve vergi kaçakçılığını durdurmak: Afrika’nın yasa dışı finansal akışlar yoluyla yılda 88,6 milyar ABD doları kaybettiği tahmin edilmektedir. Araştırmacılar, 31 Afrika ülkesinde GSYİH’nin ortalama %15,2’sinin offshore’da tutulduğunu tahmin etmektedir. Ayrıca, çok uluslu şirketler de karlarını büyük ölçekte offshore’da saklamakta, bu da Afrika ülkeleri için vergi gelirlerinde yıllık 15,3 milyar ABD doları kayba yol açmaktadır. Vergi denetim kapasitesinin artırılması ve yüksek net değerli bireylere yönelik özel birimlerin kurulması, vergi uyumunu artırabilir.

Afrika’daki en zengin %1’in gelir ve servetini ek bir yüzde puanı ve ek 10 yüzde puanı oranında vergilendirmesi durumunda, Afrika ülkeleri her yıl yaklaşık 66 milyar ABD doları ek gelir elde edebilir. Bu miktar, kıtanın ücretsiz, kaliteli eğitim ve tüm ev ve işletmelerin elektriğe bağlanması için finansman açığını karşılamaya yetecek ve hatta 2 milyar ABD doları artıracaktır. Bu aynı zamanda Afrika’nın vergi/GSYİH oranını %15’e yakın bir oranda artırarak, mevcut %16’dan %18,29’a çıkaracaktır.

Gelecek İçin Fırsatlar ve Çözüm Önerileri

2025 yılı, Afrika liderleri için eşitsizlikle mücadelede hem kendi ülkelerinde hem de küresel ölçekte cesur adımlar atmak için benzersiz fırsatlar sunmaktadır. Güney Afrika’nın G20 başkanlığı, ilk BM Vergi Sözleşmesi müzakereleri ve süper zenginlerin vergilendirilmesi yönündeki artan küresel ivme, bu fırsatları beslemektedir. Vatandaşlar arasında süper zenginlerin vergilendirilmesine yönelik güçlü bir destek bulunmaktadır; 34 Afrika ülkesinde yapılan bir ankette, halkın %69’u, yoksullara fayda sağlayacak hükümet programlarını finanse etmek için zenginlerin daha yüksek oranda vergilendirilmesinin adil olduğu konusunda hemfikirdir.

Raporda, Afrika’nın hem kendi içinde hem de küresel ölçekte eşitsizlikle mücadelede bir şampiyon olabilmesi için çeşitli politika önerileri sunulmaktadır:

  • Eşitsizlikte İddialı Azaltmalar Planlamak: Hükümetler, gelir ve servet eşitsizliğini azaltmak için zaman sınırlı ve iddialı hedefler belirleyen Ulusal Eşitsizlik Azaltma Planları (NIRP’ler) geliştirmelidir.
  • Eşitsizliği Azaltıcı Politikalar Uygulamak:
    • İlerici İşgücü Politikaları: Asgari ücretlerin artırılması ve kayıt dışı ekonomideki aktörlerin resmileştirilmesi desteklenmelidir.
    • Kamusal Harcamaların Artırılması: Kaliteli kamu eğitimi, sağlık ve sosyal korumaya yapılan kamu harcamaları artırılmalı, sağlık bütçesinin %15, eğitim bütçesinin %20 olması hedeflenmelidir.
    • Daha İlerici Vergi Sistemleri: Düşük gelirli gruplar için gelir vergisi muafiyetleri sağlanmalı, gıda gibi temel mallara KDV’de sıfır oran uygulanmalı, kurumsal vergi teşvikleri gözden geçirilmeli ve vergi sistemleri gerici vergilerden ilerici vergilere doğru dengelenmelidir.
  • Süper Zenginler Üzerindeki Vergileri Artırmak: Gelir ve servet vergileri, eşitsizliği önemli ölçüde azaltacak kadar yüksek oranlarda artırılmalıdır. Yüksek net değerli bireyleri vergilendirmek için vergi idaresi içinde özel ve yeterli kaynaklara sahip birimler kurulmalıdır.
  • Uluslararası İşbirliği ve Kurum Reformları: Yeni kurulan “Süper Zenginleri Vergilendirme Sevilla Eylem Platformu”na katılmak, BM Vergi Sözleşmesi için kararlı bir duruş sergilemek ve IMF ile Dünya Bankası’nın yönetim yapısını ve politika tavsiyelerini reforme etmek önem arz etmektedir.
  • Sivil Katılımın Sağlanması: Vatandaşlar, medya ve sivil toplum kuruluşları, mali politikaların ve NIRP’lerin geliştirilmesi, izlenmesi ve etkilenmesinde anlamlı bir rol oynamalıdır.

Sonuç

Afrika’nın eşitsizlik krizi, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda kökleri tarihsel sömürüye dayanan derin bir sosyal adaletsizlik meselesidir. Raporun da açıkça ortaya koyduğu gibi, kıtadaki zenginliğin aşırı yoğunlaşması ve hükümetlerin bu durumla mücadeledeki zayıf taahhüdü, milyonlarca insanın yoksulluk içinde yaşamasına ve temel haklardan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Ancak, süper zenginleri vergilendirme, kamu hizmetlerine yatırım yapma ve yasa dışı finansal akışları durdurma potansiyeli, bu krizin üstesinden gelmek için önemli bir fırsat sunmaktadır.

2025 yılı gibi dönüm noktaları, Afrika liderlerine küresel sahnede eşitsizlikle mücadele konusunda liderlik etme ve kendi ülkelerinde radikal değişimleri hayata geçirme şansı vermektedir. Halkın süper zenginlerin vergilendirilmesine yönelik güçlü desteği, bu reformlar için sağlam bir zemin oluşturmaktadır. Eşitsizliğin azaltılması, sadece ekonomik büyüme ve yoksullukla mücadeleyi hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda sosyal adaleti güçlendirecek, yolsuzluğu azaltacak, cinsiyet eşitliğini teşvik edecek ve iklim krizine karşı daha dirençli toplumlar inşa edecektir. Bu raporun sunduğu yol haritası, daha adil ve müreffeh bir Afrika için umut verici bir gelecek vaat etmektedir. Ancak, bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek, Afrika hükümetlerinin kararlı siyasi iradesini ve uluslararası toplumun adil işbirliğini gerektirmektedir.

Kaynakça

Kamande, Anthony ve Christian Hallum. Africa’s inequality crisis and the rise of the Super-Rich. Oxfam, 2025. Bu rapor, Afrika’daki eşitsizlik krizinin boyutlarını, nedenlerini ve potansiyel çözümlerini analiz etmektedir. Rapor, aşırı zenginlerin vergilendirilmesi, kamu hizmetlerine yatırım yapılması ve ilerici vergi politikalarının uygulanması gibi konulara odaklanmaktadır. Raporun hazırlanmasında Oxfam içinden ve dışından çok sayıda uzmanın katkısı bulunmuştur.

Kamande, Anthony ve Christian Hallum. Africa’s Inequality Crisis and the Rise of the Super-Rich: Technical Note. Oxfam, 2025. Bu teknik not, ana raporda sunulan istatistiklerin ve verilerin metodolojisini ve kaynaklarını ayrıntılı olarak açıklamaktadır. Rapordaki temel bulguların (örneğin, en zengin %1’in serveti, eşitsizliğin yoksulluğu azaltmaya etkisi vb.) hesaplama yöntemleri burada detaylandırılmıştır.

World Inequality Database. (t.y.). https://wid.world/data/. Raporun birçok bölümünde Afrika’daki ve dünyadaki gelir ve servet dağılımı, en zenginlerin gelir payları ve vergi öncesi/sonrası gelirler gibi konularda temel veri kaynağı olarak kullanılmıştır.

OECD. (2025). Global Revenue Statistics Database. https://www.oecd.org/en/data/datasets/global-revenue-statistics-database.html. Afrika ülkelerindeki vergi gelirlerinin kaynakları, servet ve emlak vergilerinden elde edilen gelirlerin GSYİH’ye oranı gibi konularda karşılaştırmalı veriler sağlamıştır.

Forbes. (t.y.). The Real-time Billionaires List. https://www.forbes.com/real-time-billionaires/. Rapor, Afrikalı milyarderlerin sayısı, servetleri ve bu servetin zaman içindeki değişimi hakkındaki güncel veriler için bu kaynağı kullanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir