İSLAMİ VE ETİK YATIRIMDA KESİŞEN NOKTALAR

İSLAMİ VE ETİK YATIRIMIN ORTAK UNSURLARI

İslami yatırım, sosyal-etik bir yatırım şeklidir. Etik yatırımın yeşil yatırım, inanç temelli yatırım ve sosyal açıdan sorumlu yatırım olarak bilinen modern yatırım biçimleriyle pek çok ortak yanı vardır. İslami yatırımlarla diğer etik olarak değerlendirilen yatırımlar arasındaki en önemli fark ise İslami yatırımların sabit gelir piyasasında işlem görmemesi ve faizin alınması ve ödenmesine izin verilmemesidir (Hussein, 2004, s. 26).

İslami finans, sürdürülebilir ve sorumlu bir yatırım evreni sunar. Sosyal sorumluluk yatırımlarının ilkeleri, esas olarak dini değerlerden ortaya çıkmış ve çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim kriterlerini içerecek şekilde gelişmiştir (Gamaleldin, 2015, s. 2) İslami finans, Müslümanların ticari faaliyetlerini ve bu faaliyetlerin gelecek nesillere beraberinde getirdiği finansal, sosyal sonuçlarından endişe ederek özellikle çevreye büyük önem atfetmesinden ötürü sürdürülebilir kalkınmanın alanına girmektedir (Peillex ve Ureche-Rangau, 2009, s. 291).

İSLAMİ VE ETİK YATIRIMDA KESİŞEN NOKTALAR

İslami finans, ekonomik faaliyeti teşvik eder, mal ve hizmet üretiminin, ticaretin ve yatırımın, efektif değer yaratan reel ekonomi çerçevesinde yapılması gerektiğini düşünür. Para, para yaratamaz, paranın mümkün kıldığı değeri yücelten insan çabasının katkısıdır (Bari ve Radi, 2011, s. 13). Etik finans anlayışında sürdürülebilir kalkınma için büyümeyi sürdürülebilir kılmak, üretim ve istihdamı sürekli kılmak ile mümkündür. Dolayısıyla kaynakların çabasız zenginleşmeyi sağlamak yerine üretim ve kalkınmaya kanalize edilmesi, ekonomik faaliyetlerin teşvik edilmesi gerekmektedir.

İslami finansta sözleşmeler adalet ve denge ilkelerine göre düzenlenir. Yatırım sözleşmesinin, içerebileceği risklerin, kârların ve zararların adil bir şekilde paylaşılmasını düzenlemesi gerekir. İslam hukukunda, taraflardan birinin diğer ortağı haksız bir şekilde istismar ettiği veya onun aleyhine bir kazanç sağladığı sözleşmeler geçersiz sayılır. Bir Müslüman ancak şeffaf bir risk paylaşımı esasına göre yürütülen işlemlerden veya faaliyetlerden kâr edebilir. Örneğin, ödemeyi temerrüde düşen bir borçluya geç ödeme cezası gibi bir mali kâr elde edilmesi yasaktır. Bu ilke, Batı’da etik finans modellerinin insan haklarını gözeten kriterleri ile örtüşmektedir. Bir kimse diğerinin kazancına haksız biçimde el koyamaz. İlaveten, sözleşmeler belirsizlik unsurlarının ortadan kaldırılmasını sağlamalı ve sözleşme adaleti, belirsizliği olabildiğince kapsamlı bir şekilde ortadan kaldırarak inşa edilmelidir. Konusunda belirsizlik olan bir sözleşme geçersiz sayılır.

İslami finans ekosisteminde para yalnızca bir değişim aracı olarak görülür ve dolayısıyla bir miktar para karşılığı ödenen herhangi bir faiz hukuka aykırıdır. Bu yasağın sertliği, aşağıdaki sadece ikisi yer alan birçok ahlâki düşünceye dayanmaktadır :

  • En dezavantajlı durumda olanlar için krediye erişmeyi zorlaştıran haksız ve ayrımcı uygulamalar, kaynakların adil dağıtılmaması.
  • Alınan riskler, elde edilen kârlar ve maruz kalınan başarısızlıklar açısından eşitsiz veya belirsiz bir dağılım.

Burada başlı başına faizin birçok hususta adil olmayan, hakkaniyetten uzak durumlara sebebiyet vereceği ifade edilmektedir. Dolayısıyla, sürdürülebilir kalkınma, üretim ve istihdam için öncelikle faizden uzak durulmalıdır. Bu aynı zamanda İslami finansın en önemli ve birincil prensibidir.

İslami finansta mali spekülasyon sistematik olarak yasaklanmıştır ; bu yasak, finansal aktiviteyi gerçek ekonomik değer yaratma yükümlülüğünden ayıramamanın bir uzantısıdır. Spekülasyonun reddi, kişinin sahip olmadığını satamayacağı şeklinde ifade edilir. Dolayısıyla bu doktrin, herhangi bir yatırımcının türev piyasasına erişimini yasaklamaktadır. İslami finans ticareti yapılan malların özellikleri üzerinde spekülasyonu yasakladığı gibi belirsizliği ve finansal faaliyetteki her türlü yolsuzluğu da yasaklar. Bu yasağa uyum, finansal varlıkları üzerindeki piyasa riskini azalmasına ve finansal kaynakların uzun vadeli gerçek varlıklara tahsis etmesine izin verir.

İslam hukukunda, İslami finansmanı reel ekonomiye bağlayan ve aşırı spekülasyon olasılığını sınırlayan kurallar vardır. Türev piyasası yoluyla sahip olunmayan hak ve malların veya varlıkların satışı, menkul kıymetleştirme gibi her türlü borç karşılığı borç satışının yanı sıra artan faiz oranları ile yeniden borç planlaması da yasaktır.

İster İslami ister etik olsun, yatırımlar, etik kriterleri karşılamalı, yasa dışı varlıklardan ve ahlaki açıdan kınanacak faaliyetlerden kaçınmalıdır. Yasaklanan faaliyetlerin listesi halka açıktır, ancak toplumlarımızın gelişimiyle bağlantılı değişikliklere tabidir ; içeriği öncelikle kumar, alkol, pornografi ve silahlar gibi yasaklanmış sektörlerdeki yatırımları hedeflemektedir. İslami finansın yasak faaliyetler olarak sıraladığı sektörler, aynı zamanda etik finans yatırımcılarının da dışladığı sektörlerdir (Bari ve Radi, 2011, s. 13).

Etik yatırım ve endekslerde olduğu gibi, İslami fonların yöneticileri ekonominin bazı sektörlerini portföyden çıkarmaya yönelik negatif bir filtre işletmektedir. Etik ya da İslami olsun, bu yatırımcılar yatırım kararlarına ekstra finansal kriterleri dahil etmektedirler. Etik finans endüstrisinin ayrılmaz bir parçası olan bu yatırımlar, yatırım kararlarında ahlâki kriterleri de dahil eden gayrimüslimler arasında da giderek popülerlik kazanmaktadır (Peillex ve Ureche-Rangau, 2009, s. 291).

İslami finansta elde edilen kazançlara bir paylaşım yükümlülüğü uygulanmalıdır. Kârın bir kısmını sivil toplum kuruluşlarına, insani yardım kuruluşlarına veya sadece yoksullara ayırmaktan oluşan İslami finans uygulamaları mevcuttur. Müslüman yatırımcılar bu ahlaki yükümlülüğü zekatla, elde edilen kazancın bir kısmını bağışlayarak yerine getirirler ; bu yükümlülük servet vergisine benzetilebilir, ancak taban tabana farklıdır. Sürdürülebilir kalkınmanın motoru olan bütün insanlığın asgari eğitim ve sağlık hizmetlerinin sağlanması için gelirlerin paylaşılması elzemdir.

Özel teşebbüs, mülkiyet hakkı, rekabete saygı göstermek serbest piyasa ekonomisinin temel taşlarıdır. Bunlar aynı zamanda İslami finans siteminin de özünü oluşturur. Burada güven unsuru kilit bir unsurdur. Sosyal sermayede en önemli unsur, olan güven, Peygamber (sav)’in de ifade ettiği gibi güvenilir olmakla iman arasında doğrusal bir ilişki ile asıl anlamını bulmaktadır (Bari ve Radi, 2011, s. 13). Emin kişi olmak, sözünden dönmemek basiretli iş adamının temel özelliğidir.

 

KAYNAKÇA

Bari, I. ve Radi, B. (2011). Au-delà de la crise. La finance islamique est-elle un moyen de régulation ? Revue internationale d’éthique sociétale et gouvernementale, 13(2), 1–18. https://doi.org/10.4000/ethiquepublique.871

Peillex, J. ve Ureche-Rangau, L. (2009). Création d’un İndice Boursier İslamique Sur la Place Financière de Paris. Revue D’Économie Financière.

Gamaleldin, F. (2015). Shariah-Compliant Stocks Screening and Purification (Basılmamış Doktora Tezi). University of Liverpool.

Hussein, K. A. (2004). Ethical Investment: Empirical Evidence From Ftse Islamic Index. IslamicEconomic Studies, 12(1), 22–40.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir